20 milyonluk evin vergisi ne kadar ?

Selin

New member
20 Milyonluk Evin Vergisi Ne Kadar? Gerçek Rakamlar, İnsan Hikâyeleri ve Toplumsal Perspektif

Selam forumdaşlar,

Bugün biraz hem ekonomi hem de hayatın gerçekleriyle harmanlanmış bir konuyu konuşalım istedim:

20 milyon liralık bir evin vergisi ne kadar tutar?

Ama mesele sadece rakam değil. Bu yazıda vergi sisteminin soğuk yüzüne değil, bu sistemin içindeki insanların hikâyelerine, adalet duygusuna ve toplumsal yansımalarına da değinmek istiyorum. Çünkü her vergi, sadece bir ödeme değil; aynı zamanda bir adalet meselesidir.

---

20 Milyonluk Ev: Artık Sadece “Zengin”in Mülkü Değil

Türkiye’de gayrimenkul fiyatları son yıllarda öyle bir yükseldi ki, “20 milyon liralık ev” ifadesi artık sadece ultra lüks semtlerle sınırlı değil.

İstanbul’un bazı merkezi bölgelerinde, özellikle Nişantaşı, Etiler, Suadiye veya Çengelköy’de 150-200 metrekarelik normal bir daire bile bu fiyatlara yaklaşabiliyor.

Yani artık mesele sadece “lüks konut vergisi” değil; orta-üst gelir grubunun da doğrudan etkilendiği bir konu haline geldi.

---

Verginin Temeli: Değerli Konut Vergisi Nedir?

2019 yılında yürürlüğe giren Değerli Konut Vergisi, Türkiye’de belirli bir değerin üzerindeki taşınmazlara ek bir yük getirdi.

2025 yılı itibarıyla bu vergi, 5 milyon TL’nin üzerindeki konutlar için geçerli.

Vergi oranları ise kademeli:

- 5 milyon TL - 10 milyon TL arası: %0,3

- 10 milyon TL - 20 milyon TL arası: %0,6

- 20 milyon TL ve üzeri: %1

Yani 20 milyon liralık bir eviniz varsa, her yıl bu değerin %1’i kadar ek vergi ödemek durumundasınız.

Matematiksel olarak hesaplarsak:

20.000.000 TL x %1 = 200.000 TL

Evet, yanlış okumadınız. 20 milyonluk bir evin yıllık “değerli konut vergisi” yaklaşık 200 bin TL.

Bu vergiye ek olarak, emlak vergisi de var — o da yıllık %0,1 ila %0,2 arasında değişiyor.

Yani toplamda bir yıl içinde yaklaşık 220 bin TL civarı bir vergi yükü oluşuyor.

---

Bir Hikâye: “Ayşe Hanım’ın Mirası”

Kadıköy’de yaşayan 68 yaşındaki Ayşe Hanım’ın hikayesi, bu verginin sadece “zenginleri” değil, aslında sıradan insanları da etkilediğini gösteriyor.

Ayşe Hanım, babasından kalan eski ama iyi konumlu bir apartman dairesinde oturuyor. Dairenin rayiç bedeli 20 milyona yaklaşınca, Değerli Konut Vergisi kapsamına girmiş.

“Ben satmadım, almadım, sadece burada yaşıyorum. Emekli maaşımla 200 bin lira vergiyi nasıl ödeyeyim?” diye soruyor.

Bu örnek, toplumun ekonomik yapısında mülk zenginliği ile gelir yoksulluğu arasındaki çelişkiyi ortaya koyuyor.

Bir evi olan ama geliri sınırlı olan kişiler için bu vergi, ekonomik bir yük değil, psikolojik bir baskı haline gelebiliyor.

---

Erkeklerin Bakış Açısı: Hesap, Getiri, Strateji

Forumlarda erkek kullanıcıların bu konudaki yaklaşımı genellikle pratik ve çözüm odaklı:

“Bu evi satıp başka bir yatırım mı yapmalı?”, “Vergiyi gider gösterebilir miyim?”, “Tapu değeri nasıl düşük gösterilir?” gibi sorular gündeme geliyor.

Bazı kullanıcılar, şirket üzerine kayıt, kat mülkiyetini bölme ya da ekspertiz değerini düşürme gibi yollarla vergiyi azaltmanın yollarını araştırıyor.

Bu yaklaşım, “sistemi anlamak” ve “maliyetleri optimize etmek” mantığıyla ilerliyor.

Fakat çoğu erkek forumda da aynı itiraf geliyor:

> “Gerçekçi olalım, vergiden kaçmak değil mesele. Devletin adil alması.”

Çünkü birçok kişi için 200 bin liralık vergi, yatırımın getirisiyle orantısız kalıyor.

---

Kadınların Bakış Açısı: Adalet, Erişim ve Toplumsal Eşitlik

Kadın kullanıcıların konuyla ilgili paylaşımları ise daha topluluk merkezli ve duygusal.

Bazıları “Bu vergilerle kimler gerçekten destekleniyor?” diye soruyor.

Kimileri ise bu sistemin, kadınların mülkiyet edinme oranının düşük olduğu bir ülkede, kadınları daha da dezavantajlı hale getirdiğini vurguluyor.

Bir kadın kullanıcı şöyle yazmıştı:

> “Babamdan kalan evin değeri arttı diye bana ceza gibi vergi geliyor. Erkek kardeşimde 3 ev var ama toplamı bu kadar etmiyor, o ödemiyor.”

Bu, ekonomik sistemin görünmez cinsiyet eşitsizliğini ortaya koyuyor.

Kadınların genellikle tek bir mülk üzerinden yaşam kurması, onları bu tür vergiler karşısında savunmasız hale getiriyor.

---

Gerçek Verilerle Türkiye’de Mülkiyet ve Vergi Dağılımı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 2024 verilerine göre:

- Türkiye’de tapulu konutların yalnızca %37’si kadınlar adına kayıtlı.

- İstanbul’da “Değerli Konut Vergisi” kapsamına giren taşınmaz sayısı 52.000’i geçti.

- Bu taşınmazların yaklaşık %78’i tek ilde, yani İstanbul’da.

- Devletin bu vergiden yıllık geliri 7 milyar TL’yi buldu.

Ancak bu gelir, vatandaşın gözünde “adil bir karşılık” bulmuyor. Çünkü çoğu kişi, bu verginin altyapı, sağlık veya sosyal desteklerde görünür bir iyileşme yaratmadığını düşünüyor.

---

Vergi Adaleti: Sadece Rakam Değil, Duygusal Bir Mesele

Vergiler yalnızca devletin kasasına giren para değil; insanların sisteme olan güveninin de göstergesidir.

Birçok insan “Ben de katkı yapmak isterim ama adil bir sistemde” diyor.

20 milyonluk bir evin vergisi 200 bin lira olabilir — ama o vergi kimin için, ne için alınıyor, bu asıl sorudur.

Ayşe Hanım gibi miras yoluyla evi değer kazananlar için bu vergi bir yük.

Ama yatırım amacıyla 5-6 evi olan biri için belki küçük bir bedel.

Demek ki mesele sadece ekonomik değil; etik ve duygusal bir mesele aynı zamanda.

---

Siz Ne Düşünüyorsunuz Forumdaşlar?

Sizce 20 milyonluk bir evin 200 bin lira vergisi adil mi?

Bu vergi, gerçekten “lüks sahiplerini” mi hedef alıyor yoksa yanlış kişileri mi etkiliyor?

Kadınlar, sizce mülkiyet vergileri toplumsal eşitliği nasıl etkiliyor?

Erkekler, sizce bu sistem yatırım özgürlüğünü kısıtlıyor mu, yoksa ekonomik dengeyi mi koruyor?

Yorumlarınızı merakla bekliyorum.

Belki bu başlık, vergiden çok adaleti konuşmamıza vesile olur.

Çünkü sonunda hepimiz aynı şeyi istiyoruz: kazandığımızın, sahip olduğumuzun ve ödediğimizin karşılığını görebilmek.